İlkokul veya lise yıllarımda bir gezginin çat kapı gelip maceralarını veya yaşadıklarını hikaye veya masal tadında bizlere anlatması ne hoş olurdu. Öğrencilik hayatım boyunca böyle biri ile tanışmamıştım. Evet, bana kimse gelmedi fakat yaşam serüvenim beni zamanla öyle bir noktaya getirdi ki ben öğrencilere gitmeye başladım. Sonrasında olay “Genç Kaşifler” ile biz gidebilirize dönüştü. Dünya turunu bitirip bitirmemekten hiç korkmuyorum, bitiremeye de bilirim. Önemli değil. Fakat Bizden sonraki kuşakların daha ileriye gidebilmesi için Genç Kaşifler her zaman olmalı. Genç Kaşiflerde birlikte takım olarak çalıştığımız Murat Canlı, Mehmet Emin Eraslan, Osman Yamaner ve Nüzhet Türker’e emeklerinden dolayı teşekkürler. Bugün belki Türkiye’yi, sonrasında dünyayı ve gelecekte uzayın uçsuz bucaksız noktalarını gezmeli keşfetmeli Genç Kaşifler.
İnsanlık tarihinin ilerleyişinde gelişmesinde coğrafi keşiflerin etkisi hep olmuştur olmaya da devam edecektir ve uzay gelecekte Genç Kaşiflerle dolacaktır.
Gürkan Genç
Dilara CANGIR
Katılmış olduğum Genç Kaşifler projesi bence fikir olarak bile başarılı bir projeydi. Çünkü tek bir genç yerine daha fazla gence ulaşıp onlara her anlamda bir şeyler öğretmeye çalıştınız ve kendim adına bana bu fırsatı verdiğiniz için hepinize çok teşekkür ederim. Projede iyi olan yönler ve geliştirilmesi gereken yönler vardı. Öncelikle ben projenin iyi olduğu yönlerin daha fazla olduğunu düşünüyorum. Geçen sene yapılamadığı için bu sene oldukça kalabalıktık, fakat bu kadar kalabalık olmasına rağmen çok iyi idare ve kontrol edildi insanlar.Başımızdaki her bir hocaya ayrı ayrı teşekkür ederim. Çoğunun çocuklarından daha küçüktük ve bize on gün boyunca ellerinden geldiğince yardım edip bir şeyler öğretmeye çalıştılar. 10 gün boyunca kocaman bir aile olmuşuz meğer, sarılıp vedalaşmak eminim hepimize zor geldi.
Ömer Şamil Ayvaz
Öncelikle bu projenin mimarı Gürkan Genç abiye, proje kapsamında emeği geçen Nuzhet hocaya, Osman abiye, Emin abiye, Murat abiye, Benan abiye sonsuz teşekkür ederim.10 günlük bu projede çok farklı tecrübeler edinip hatalı yaptığım şeyleri düzeltip, bilmediğim şeyleri öğrenip tecrübeler kazandım.
Büşra Gültekin
Birçok yer gezip yeni insanlarla tanışıp onların yaşam tarzlarına tanık olduğum , bir sürü yeni arkadaş edindiğim ve kendimle ilgili de birçok şey keşfedebildiğim keyifli bir deneyimdi Genç Kaşifler. Projeye seçildiğim için çok mutluyum ve teşekkür ediyorum. Proje kapsamında hayatımdaki birçok ilki yaşadım. En başta ilk kez 1 günden fazla çadır hayatı yaşadım. Daha önce tanımadığım 4 kişi ile beraber on gün boyunca yemek pişirip yedim. Tırmanış yaptım, kanyon yürüyüşü yaptım, yörük ailelerle tanışıp şehir hayatından dolayı epey uzak kaldığımız bir kültüre tanıklık ettim ve onların hayatına uyum sağlamaya çalışarak onların gündelik işlerine yardım ettim. Neredeyse her gün bisiklet sürdük, çok yükseklere tırmandık ve uzun inişler yaptık. Tecrübeli olmak pek de yeterli değilmiş.
Cem Fahlioğulları
Doğanın içine girebilir gezebilirsiniz ancak doğanın içinde yaşananları görmek, hissetmek için doğaya farklı bir gözle bakmanız gerekir. Genç Kaşifler bize bu bakışı öğretti.
Büşra Gültekin
Farklı disiplinlerden etkinlikler olması, doğa etiği ile ilgili konuşmalarımız, harita okuma dersi, gezilen yerler ve onlar hakkındaki anlatılan hikayeler verilen bilgiler; oynadığımız oyunlar, sohbetlerimiz, yaptığımız ve bize yapılan yemekler, arkadaşlıklarımız çok güzeldiler.Teşekkürler.
Elis Dilek
İlk gün toplandığımızda sayılı kelimenin çıktığı yerde son gün sesten birbirimizi duyamıyoruz. Konuşacak, anlatacak çok fazla anımız var. Yepyeni çok güzel arkadaşlıklarımız oldu. Birer birer ayrılırken sarılıp tekrar görüşme sözleri veriliyoruz. Hadi tekrar gidelim denilse sanki herkes hazır gibi. Genç Kaşifler’e başvururken bomboş başvurmadım az çok bilgim vardı ama bana bu kadar fazla şey katacağını ve günlerin bu denli dolu ve yeni aktivitelerle geçeceğini hayal etmemiştim. Daha şimdiden arkadaşlarıma öyle hevesli anlattım ki hepsi gelecek yıl başvurmayı düşünüyor. Umarım el birliğiyle projeyi istediğimiz konuma taşıyabilir, sesini daha da yükseltebiliriz.
Görkem Önal
İnsan bazen nerden başlayacağını bilemez işte ben de o anı yaşıyorum şuan günler. Haftalar ve hatta aylar öncesinden yapılmış bir hazırlık vardı. Peki ya biz bu hazırlığa karşı ne yapabilirdik? Biraz dar anlamda değil de geniş anlamda düşünmeliyiz. Bisikleti sadece hobi amaçlı değil de ülke adına neler yapabilirdik? Asıl önemli olan buydu. Bizim ülkemizden sadece bir kişi yıllardır bisiklet dünya turu yapıyor. Bazen gezen mi daha çok bilir yoksa çok okuyan mı sorusu aklınıza gelmiyor mu? Benim hep gelir. Bu soruya gezen derim. Arkadaş, okuyarak sadece yazanın deneyimlerini gözlemlersin, ama gezerek ve her yere ayak basarak kendine özgü cümleler ve karakterleri hafızana kazırsın. 10 gün boyunca yapılan Genç Kaşifler projesinde her günüm ayrı güzel geçti. Umarım sizler de dünyadaki görülmeyen yerleri keşfederek çevrenize bahsederek birilerinin hayatını değiştirerek onlara yardımcı olursunuz. Ben bunların hepsini yaparak yardımcı olacağıma söz veriyorum bize bu fırsatı ve emekleri verenlere Allah bu dünyada da öte dünyada da yardımcı olsun inşallah.
Yakup Yazıcıoğlu
Ne kadar olduğumuzu iddia ettiğimiz kişiyiz bilmek zor. Fakat bunu öğrenmek çok da zor değil. İddia ettiğimiz şeyle sınanırsak kolayca kim olduğumuz ortaya çıkıyor. Bunca zaman doğa dedim, uçlarda yaşamak dedim, sadece o gün ve anda yaşamak dedim durdum. Gün geldi çattı ve içindeyim artık. Tabiat tam da olduğu gibi; yalın ve gerçek. Bu denklemde yanlış olan madde benim. Ben hayal ettiğim ya da olduğumu sandığım kişi değilim. Zorlanmalarım, şikayetlerim hep bu yüzdendir.
İrem Duman
Bu hiçlik bana sanki kimsenin ulaşmaya gücünün yetmediği gizli bir yere gidiyormuşum hissi veriyordu. Bu hissi sevmiştim. Kendi ayaklarım üzerinde yükseliyordum. Rakım yükseldikçe etrafı kuşbakışı görüyordum, aldığım nefes burnumu yakıyordu ve burnum akmaya başlamıştı. İnsan neden dağın zirvesine çıkmak isterdi? En yukarda güçlü görünmek için mi yoksa etrafı daha iyi görmek için mi? Bilemiyordum. Ama o an yanımda kimse olmasa da, beni zorlayacak ama başkaları tarafından zor veya bir başarı kabul edilmeyecek olsa da, hatta kimse bilmese de durup dururken bu tırmanışı yapmak isterdim. Bisiklette olduğu gibi dağcılıkta da önemli olan zirveye varmak değil yolda olmaktı. Yoldayken kendi içimde keşfettiklerim çevremde keşfettiğim şeylerden daha fazlaydı. Zirveye çıkmak istememin sebebi buydu.
Burak Çakır
Hayatımda ilk defa dağ tırmanışı, kanyon yürüyüşü gibi şeyler yaptım. Böyle bir şeyler yapmayı istiyordum ve oldu. Kesin devamı da gelecek eminim. Böyle projeler oldukça hala insanlık ölmemiş diyorum. Herkese bol pedallamalar, bol yürüyüşler. Yol açık yola çık 🙂
Hayriye Nur okur
İlk günden o kadar güzel yerlere gittik ve o kadar fazla şey öğrendim ki gece notlarımı düzenlemeye çalıştım ama bir kısmını bitiremedim. Kırgızistan’da hiç yabancı gibi hissetmiyorum kendimi. Biraz da Kırgızca bilsem ben buralıyım derim. Burası çok huzurlu bir yer daha ilk günden buraya aşık oldum. Ben ülkemi çok seven birisiyim ülkemden başka yerde yaşamam diye düşünürdüm buralarda ayrı bir güzelmiş. Burada çok mutluyum. Bana bu imkanı sağladığın için çok teşekkür ederim Gürkan Abi (Kırgızistan Anıları gelecek )
Berçem Başaranoğlu
Gittiğim bir köyüm bile olmadığını düşününce burası benim için çok farklı bir yerdi. İnsanlar çok sıcakkanlı çok candandı, gelen herkesi karşılıksız bir sevgiyle kucaklıyorlardı. Ataerkil yörüklerdi. Büyük küçük bütün çocuklar çalışıyordu, muhakkak bir sorumlulukları vardı. Onları öyle görünce çok etkilenmiştim. İzmir’e döndüğümde sürekli daha on yaşındaki çocukların her gün akşamüstleri koyunları otlamaya götürmelerini, biraz daha büyüklerin ise gün doğarken götürmelerini anlatıp durdum. Ayrılık zamanı geldiğinde evimize doğru dönerken sanki evimizden ayrıldığımızı hissediyordum.
Selim Tümkaya
Genç kaşiflerle buluştuğum ilk gün farklı şehirlerden gelen ama aynı tutkuya sahip insanlar arasında ilk başta çekingenlik olmadı değil. Ama günler içinde öyle bir samimiyet oldu ki yani bu projeye başlamadan önce böyle bir şeyin gelişeceğini düşünmüyordum açıkçası. Gerçek hayatın şehirdeki normal yaşantımızda mı yoksa dağlarda mı olduğu karmaşasını yaşıyorken ordaki sadelik, minimal şekilde hayatta kalma becerileri ile şuana kadar yaşadığım en güzel tecrübelerimden biridir diyebilirim. Kanyon yürüyüşünde ki o buz gibi suyun içinden kuvvetli akıntıya karşı bir sağa bir sola giderken herkesin sıkı sıkıya sarılıp birbirine destek olması bu projenin bir gezelim görelim projesi olmadığını dayanışmanın birlikteliğin zorluklarla mücadelenin resmedilmiş halidir bence
Yalçın Pak
Projeye kabul edilip Mersin’e geldiğimde program düşündüğüm kadar basit olmadı. Gideceğimiz rota yerleşim merkezlerine uzak olduğu için bir problemle karşılaşmamız durumunda B ve C planlarını kendimiz oluşturmamız gerekiyordu. Bisikletlerimiz teknik arıza çıkarabilir, yağış durumunda kamp malzemelerimiz ıslanabilir ya da yanımıza aldığımız yiyeceklerimiz bozulabilirdi.
Bisiklet için yanımıza; yedek iç lastik, yama seti, pompa, sele altı çantası, alyan takımı, tornavida, zincir tamir aparatı, zincir yağı gibi malzemeler aldık. Bu malzemelerin her biri kullanıldı. Kamp malzemesi olarak; uyku tulumu, mat, çadır, tüplü ocak seti, tencere tabak takımı, çatal, bıçak, bardak gibi malzemeler aldık. Yiyecek olarak bolca kuru gıda, sebze, meyve, yumurta, gibi besin değeri yüksek ve dayanıklı malzemeler aldık. Tur esnasında bisiklet, kamp deneyimi dışında sosyal ortama uyum da çok önemliydi. Grup arkadaşlarımızla yaşadığımız küçük bir sıkıntı büyük sorunlara sebep olabiliyordu. Bütün ekip bu durumun farkında olduğundan küçük sorunlara aldırış etmeyip asıl amacımız olan uzun bisiklet rotasını bitirmeye odaklanmıştı. Bisiklet sürüşleri oldukça sert rotalardan geçiyordu. Yollar taşlı, kaygan ve dik yamaçlardan geçiyordu. Doğa yürüyüşü kısmında ise dizimize kadar gelen buz gibi su içinde kanyonda zorlu bir yürüyüş yaptık. Zaman zaman akıntı içinden geçmemiz gerektiği için karşıya ip atarak geçtik. Kanyon içerisinde şelale yanında sadece uyku tulumuyla geceyi geçirmek inanılmaz bir deneyimdi.
Genç kaşifler beklentimin çok üstünde bir kamplı bisiklet deneyimiydi. Her gün çadır kurup toplamak zaman zaman zulüm haline gelse bile yeni yerleri görmeye keşfetmeye değdi. Programın sonunda bana güzel hatıralar ve arkadaşlıklar bıraktı. Emeği veya desteği geçen herkese sonsuz teşekkür ederim.
Yoldan Anılar
Ayın kaçıymış, günlerden neymiş ya da saat kaçmış. Bu, bakir toprakların tılsımı olsa gerek. Kimse zamanın bu yönüyle ilgilenmiyor. Saatler birbirini izliyor, mekanlar değişiyor. O andayız, tasamız yok. Toroslar’da zaman aşağıdan farklı işliyormuş, bunu idrak ediyoruz. Yörükler bunu hep biliyordu. Bir bağlılıkları yok. Hatta bağlılıkları olan insanların yadırgayacağı cinsten bir tasasızlıkları, aidiyetsizlikleri, mülksüzlükleri var. Kök salmaktan çok uzaklar, onlar sonsuz bozkırlara ait.
Doğayla uyumlu ve birlikte hareket ediyor insanlar ve hayvanlar. Bütün hayvanların ve bitkilerin isimleri ve huyları var, insanlar gibi. Bir keçi ağırbaşlıyken diğeri fırlama. Yerde biten ottan biri yabanıl, diğerininse karakteri bambaşka. Keçilerin de her birinin hikayesi var. O bozkırlarda yaşayan insanlar diğer hiçbir şeyden üstün tutmuyor kendini. Hep birlikte “an”da akıp gidiyorlar.
Ve aklıma geliyor; bir dergide Yörüklerle ilgili bir yazıda okumuştum şöyle diyordu: “Göçebeliğin her şeye rağmen bugün de devam etmesinin temel nedeni, yaygın kanının aksine ekonomik yetersizlikler değil, bu kültürün mülkiyete ve yazıya uzak duran kararlı felsefesidir. Göçebe ruha göre bu dünyada edinilmesi gereken tek değer, mülksüzlüktür.’’
Vadinin derinliklerinden yukarı, yaylaya doğru bisikletimle tırmanırken aklımdan bunlar geçiyor. Bir şeylerin farkına varmışım, her birimiz kendine göre çıkarımlar yapmış. Ne güzel bir imkandı, yirmi şanslı genç ne çok şey öğrendik. Bize böylesine ilham veren bu serüven için, Gürkan Genç, Nüzhet Türker ve emek veren diğer hocalarıma minnettar kaldım. Güzel şeylere sebep olan insanların artması ümidiyle ❤
? Elif Akdaş
Cocakdere kanyon yürüyüşü… Yükseklik korkum var, ayağımın altındaki kayan zemine rağmen aşağıya bakarak devam etmem Erenin elini uzatmaması halinde çok ter döktürecekti O eller bizi akan suyun içinde kenetleyip kalplerimizi dolduran koskoca dostluklara götürdü..
? Berçem Başaranoğlu
Bazen bir parça bisküviyi bazen de bir elmayı paylaştık. Sabahki yorgunluğumuzdan hiç bir eser kalmıyordu, beraber bir işin ucundan tutup sohbet etmeye başlayınca. Erhan ve İrem’ in hiç üşenmeden 20 kişiye hazırladıkları o tatlılar yok muydu…
? Dilara Cangır
Buralar benim edasıyla izliyorsam manzaramı, Genç Kaşifler sayesindedir.
Toplanmışsın ülkenin dört bir yanından farklı kültürlerle yaşanmışlıklarla. Alışılagelmişin dışında hayat süreceksin 10 gün kolay mı? Değil tabii.
Bakın bu fotoğraf henüz 2 veya 3. günümüzde çekildi. Biz çoktan birbirimizi tanımış, kaynaşmış her bir farklı kafadan düşünmeye rağmen hep birlikte mutlu olmuş huzuru bulmuşuz. Henüz kahvaltımızı yeni bitirmiş, keçilerin yayılması edasıyla kıyılara köşelere dağılmışız. Bayırların tepelerin uçurumların kenarında biraz hayat sorgusu biraz huzur bulgusuyla günümüzü geçirirken farkında olmadığım şekilde ellerimi arkamda kavuşturmuş eşsiz Cocakdere Milli Parkının tadını çıkarıyorum. Yörüklerin yaşamı olsun aldığımız keyif olsun Gürkan Abi’nin şu an nerede ne yaptığına kadar her şeyi düşünüyor insan, manzara öyle ufkunu açıyor temiz hava bedeni öyle harekete geçiriyor ki düşüncelerin de sınır tanımıyorsun. Bir an kendine geldiğini fark ediyorsun olmak istediğin yerde oluyorsun derinin altında, istediğini yapmışsın başarı elde ettiğini hissetmiş hazzını yaşamışsın arkana dönüp bakıyorsun senin gibi güzel insanlar. Göz göze gelince bile henüz 3 gün tanıdığın insan sana güven veriyor gülümsüyorsun. O an anlıyorsun birkaç gün ay yılın öneminin olmadığını yaşadıkların ve tecrübelerinin halden anlamana olanak sunduğunu. Haliyle anlayış ve saygı doğuyor karşındakine bunlar sevgiye sebep oluyor. İlk günlerde mecburiyetten yediğin aynı kaptan yemeği bir iki gün sonra isteyerek severek yiyorsun. Kolay mı 20 kişiyi bir araya böyle toplamak. Bizim başarılarımız göz ardı edilemese de büyük resme bakınca birilerinin başarısının çok daha önde olduğu aşikar, selam olsun Gürkan Genç’e Nüzhet Türker hocamıza. Selam olsun Toroslar’ın Bolkarlar’ın Yörüklerine…
? Barış Şen
“Yörük Hayatı”
Bana atalarımızın yaşantıları bir nebze de olsa yaşatan dolu dolu 10 gün…
Oradaki çocukların beyinlerini uyuşturacak telefonları, tabletleri, oyun salonları yok!
Sorumlu oldukları oğlakları, kuzuları; sütünden kaymak, tereyağı, peynir yaptıkları keçileri var…
Sümeyye kaymak yapmam için bana yardım ediyor ve küçük Hayriye de düzgün çevir diye bana kızıyor ?
? Enes Öngör
O kadar güzel dostluklar edindim ki yaşadığımız on gün nasıl geçti hiç anlamadım. Üç günden sonra günlerin ve hatta saatlerin bile bir anlamı kalmadı bizim için. Kendimizi doğayı keşfetmeye adadık. Çok güzel şeyler öğrendik ve tecrübeler edindik. Aynı topraklarda yaşamamıza rağmen görmediğimiz ve ulaşamadığımız Yörük Kültürü ile buluşma fırsatını yakaladık. Yaşam tarzlarına hayran kalmamak elde değildi. Daha on iki yaşındaki Zeynep’ ten kısa mahmutun, nane ruhunun, böbrek otunun faydalarını öğrendim. Bunların gerçekten tedavi için faydaları olup olmadığını sorduğumda ise aldığım cevabı hiç unutamayacağım: “Tabi işe yarar abla, buralarda doktor olmaz buralarda bunlardan var”.
?Dilara Cangır
Yolumuz Yörük obasına düştü ve çadırlarına misafir olduk. Yemekten sonra Yörük kızları bu güzel manzara için bizi tepeye çıkardı. Yolda olmanın en güzel yanıydı. Hiç bilmediğimiz öteki dünyaların, farklı yaşamların içinden geçiyorduk.
Sabah erken saatlerde kalkıp Yıldız Dağı tırmanışı yaptık. Kanyon yürüyüşüne başladık. Bisikletlerle bir tepeden bir tepeye geçiş yaptık ama oradaki dayanışmayla, beraber geçen eğlenceli vakitlerle kendimizi hep dinç hissettik ve herkesin bu deneyimi tatmasını tavsiye ederim.
? Selim Tümkaya
Mirtilli Yörük obasından ayrıldıktan sonra ertesi günkü Yıldız Dağı tırmanışına başlayacağımız yere kadar pedalladık. Çeşmenin yakınına çadırlarımızı kurar kurmaz Yörük çadırlarının arka tarafında kalan kayalarda sevgili Murat abimizle top rap tırmanmaya gittik. Hayriye ipteyken yörüklerin kangal köpeklerinden biri havlayarak bize doğru koşturmaya başladı, heyecanlanmaya kalmadan oradaki teyzeler köpeği durdurdu. Neyse, güneş batarken malzemelerimizi toplayıp çadırlarımıza doğru yürüyoruz ki yine aynı köpek bağlandığı yerden kurtulmuş kesin kafaya koymuş geliyor üzerimize doğru :Aramızdaki mesafe iyice azaldı, Murat abi sakin ama o an bir de bize sorun ne hissediyordunuz diye.. Fotoğrafın sağındaki küçük tatlı kız Sema bir an belirdi de rahatça yutkunabildik.
(Altıncı gün -Gökkol yaylası)
Proje süresince birbirinden güzel yerlere gittik, doğa ile hep iç-içeydik. İnsan eli değmeyen yerlere gittiğimizde kendi içindeki estetiği, görselliği, uyumu ve mükemmelliği gözleri kamaştıracak cinstendi.
Bizim doğamızın deforme olmaması bizim ellerimizde. Doğamızı hepimizin benimsemesi dileğiyle
? Beyza Ersan
Birbirine selam vermekten dahi korkan insanlarla dolup taşan şehirlerden sonra samimiyetin, içtenliğin, doğallığın, kucaklaşmanın hüküm sürdüğü bir Yörük çadırında mutluluktan başka ne hissedebilirsiniz ki?…
? Berçem Başaranoğlu
Hiç gidip görmediğimiz ve belki de daha sonra bile gidemeyeceğimiz yerlere gittik. En güzel arkadaşlıkları biz kurduk ve biz yaşadık, hep beraber her şeyin üstesinden geldik.
Genç Kaşifler olarak bizler çok güzel dostluklar elde edip hepimiz mutlu bir şekilde ayrıldık.
☺️ Bizden sonraki arkadaşlarımızın da aynı şekilde olması dileklerimle ☺️☺️
? Görkem Ünal
Doğasına doyum olmayan Bolkarlar’dan hızlı bir iniş yaptık. Artık Genç Kaşifler’in son günlerine gelmiştik. 2 gün boyunca su kenarında sohbet edeceğiz. Sadece mutluyum 🙂
?Yalçın Pak
Keşfedilmeyi bekleyen binlerce çocuktan biri Cumali. Ufak bir dokunuşla eğitimli bir gelecek sağlamak mümkün olabilir. Enes Öngör