Şili’de son günüm Meze’nin sahibi Onur ve belimin iyileşmesine yardımcı olan Gizem ile geçti diyebilirim. Sabah Gizem’e son masaj seansına gittim. Bir önceki gece pilateste yaptığım farklı bir hareket gene kalçamda ufak bir ağrıya sebep oldu. Fakat Gizem’in o muhteşem masajı ile gene geçti. Sonrasında 2004 yılında olduğum diz ameliyatı ile ilgili bir sıkıntı keşfetti.
Kendisi dizimdeki o alanı profesyonel bir şekilde yoklayıncaya kadar bacağımın o bölgesinde böyle bir sıkıntı olduğunun farkında bile değildim. Onu da zaman içinde nasıl eski formuna getireceğini söyledi. Gelecekte sıkıntı çıkartabilirmiş.
Gizem’den sonra da Onur ile yemeğe gittik. Öğlen 13:30’da buluştuk. Akşam hostele gitmem 19:00. Arkadaş hem yedik, hem içtik hem de muhabbet ettik. Nasıl olsa bir gün gene döneceğim Şili’ye, muhabbetimize kaldığımız yerden devam ederiz Onur sağ olasın.
Akşam 8’de hostele geçtim. Bisikleti parçaladım ve kutusuna yerleştirdim. Bu sefer biraz daha fazla ağırlık var. Sebebi CST’nin gönderdiği farklı modellerdeki ekstra lastikler. Kutunun tahmini ağırlığının 45 kilo falan olması gerekiyor. UBERXL aracını çağırdım ve Santiago şehir içinde havalimanına 30 dolar ücret verdim. Tam hatırlamıyorum fakat limanın şehre mesafesi üç aşağı beş yukarı 50 km falan.
Biliyorsunuz beldeki omuru daha yeni düzelttim sayılır ve onu da tam başaramadım. Bu bisikleti tek başıma kaldırıp tekrar sakatlanmak istemiyorum. Bu yüzden limanda bekleyen görevlilerden birine 5 dolar ücret verip bana yardım etmesini rica ettikten sonra havalimanı girişindeki şu çantaları plastik bantla saran arkadaşlara kutuyu verdim.
Kullandığım kutuyu Guatemala’da bir bisikletçinin çatısında bulmuştum yani yaklaşık bir sene öncesinden teee o zamandan beri atmayıp sakladım. Nerden nerelere sürüklendi, taşıdım ve hala kullanıyorum. Kolombiya’dan da Guatemala’ya veya vizeyi alamazsam Türkiye’ye gideceği kesin gibi bu kutunun.
Önce check-in sırasına girdim. Saat 20:00, limana varmışım. 21:30’da sıra bana geldi. Görevli biletleri aldı ve macera başladı.
– Gürkan Bey, merhaba.
– Merhaba Maria, nasılsın?
– İyiyim sağolun siz nasılsınız?
– Ben de iyiyim, çok teşekkür ederim.
– Şimdi uçuşunuz Şili Santiago’dan Panama aktarmalı Kolombiya Bogota.
– Evet.
– 3 ay sonra Kolombiya’dan da Guatemala’ya geçeceğiniz bilet var.
– Evet.
– Peki Guatemala’dan sonra destinasyonunuz neresi?
– Bunu neden siz soruyorsunuz?
– Guatemala hükümeti kullanmış olduğunuz pasaporta istinaden ülkeden çıkış biletini istiyorlar.
– İyi de ben bunu bilemem ki, saçma bir durum.
– Maalesef uçmanıza izin veremeyiz bu durumda.
– Peki. Gutemala’dan da Panama’ya geri dönüş bileti satın alayım.
– Tamamdır.
Kavga etmek istemiyorum. Yapacak bir şey yok, bileti daha sonra açığa aldırır bu havayolu şirketi ile de bir daha uçarsam iki olsun. Copa Airlines.
Bisikleti kantara soktum, 48 kilo geldi. Tahmin ettiğimden 3 kilo fazla.
– Gürkan Bey, bisiket kutsunun içinde bisiklet dışında başka malzeme var mı?
– Evet, bisikletin çantaları ve eşyalarım var.
– Ağırlığın 45 kg olması lazım. Bu şekilde kabul edemeyiz.
– 3 kilo fazla olarak ödeme yaparım sıkıntı yok.
– Ama biz kabul edemeyiz.
– Ya 30 dolar verip bu bantlamayı yaptırdım, şimdi bunu geri açamam.
– Açmak zorundasınız.
Tekrar bisikleti dikkatlice araca yükledim. Çünkü bu sefer yanımda amca yok ve belime zarar vermemem lazım. Kutuyu bantladığım alana gittim adama rica ettim, 15 dolara kutuyu tekrar bantladı sağ olsun.
İçinden de 5 kiloluk eşya çıkardım ve öyle verdim.
Fakat sonrasında aklıma geldi; ulan bu çıkardığım çantalardan birinde Leatherman çok amaçlı bıçak var, al başına belayı. Bunlar şimdi kontrol sırasında bıçağa el koyacaklar. Off gene aldı bir heyecan. Pasaport kontrol noktasına geldim, orada ayrı bir stres başladı. Peki neden bu stres?
Şimdi bu ülkeye 21 Aralık 2021’de turist olarak girdim. Şubat 2022’de oturum izni başvurusu yaptım. Haziran 2022’de oturum iznimin pandemi döneminde ödemediğim 15 dolarlık daha doğrusu sistemleri çalışmadığı için benden almadıkları paradan dolayı önce cezayı ödememi istediler sonrasında işlemlere tekrar en baştan başlamamı söylediler. Ben de bu sözden sonra ülkeyi terk etmeye karar verdim. Bu arada vizeyi uzatmadığım için aylardır ülkede kaçak olarak kalıyorum. Şu Şili’de başıma gelen en güzel olay sadece ama sadece Mart 2022’de başlayan CST lastik anlaşması ve bir kaç dostumu görmek oldu. Üstelik belimi de sakatladım.
Neyse iyi bir ceza gelecek diye beklerken toplamda 30 dolar ceza çıktı mı? Adama diyorum ki emin misiniz? 300 dolar olmasın o? Hayır 30 dolar dediler.
Yahu arkadaş madem öyle neden ülkede kalan turist her 3 ayda bir vize uzatmak için 100 dolar ödüyor? Üstelik tüm ödemeleri ve her şeyi internet üzerinden yapıyorsun?
Büyük saçmalık.
Benim aklımda hep şey var, pasaport kontrol noktasında cezayı dayayacaklar veya ülkeye 1 sene giremezsin diyecekler. Kontrol noktasında da hiç bir sıkıntı olmadan geçtim mi?
Ardından yanımdaki çantalar X-ray’e girdi, orda da sıkıntı yaşamadan geçtik mi?
Hayırdır inşallah. Uçağa bıçakla aldılar… Abooooooo.
7 saatlik ilk uçuş sonrasında Panama’ya vardım. Oradan da 3 saatlik uçuş sonrasında Bogota’ya. Arkadaş yemin ediyorum Şili’den Kolombiya’ya bisikletle gitmeyi tercih ederim. Her iki uçuşta da orta koltukta yer kalmıştı. Sağımda solumda oturan arkadaşlar da biraz kilolu çıktı off. Sığamadım o daracık koltuklara. Ee bir de boy 1.86. 7 saatlik uçuşta da bir sandviç verdiler mi?
Ne diyim Copa Airlines yetkilileri, Allah’ınızdan bulun e mi..
Ama öyle ama böyle geldik Kolombiya Bogota’ya.
Daha önceki Kolombiya anılarımdan Ali Çalışkan’ı biliyorsunuz. Bu geldiğimde Ali Türkiye’de bulunuyordu ve evi boştu. O gelene kadar evinde kalmama izin verdi sağ olsun. Hemen kapı komşusu da Anadolu Ajansı’nın Kolombiya eski çalışanlarından Halit. Anadolu Ajans Kolombiya’da yer alan ofisini kapattı ve buradaki işlerini Türkiye ofisinden yönetecek. Eski ofisleri oldukça büyüktü ve çok fazla Kolombiyalı personel de çalışıyordu. Hatta ben de pandemi öncesinde bu ülkeye ilk defa geldiğimde o binada bir röportaj vermiştim. Tabi böyle bir yerin kapatılması Anadolu Ajans’ın yurtdışı harcamalarına biraz olsun soluk aldırır gibi duruyor. Ya da bana böyle geliyor bilemedim.
Bir başka ülkede yer alan ulusal bir haber servisinin merkezden yönetilmesi mi, yani gazetecilerin haberi direkt merkeze göndermeleri mi daha iyi, yoksa o ülkede servisin bir ajansının veya çalışan ekibinin yani şubesinin mi olması daha iyi? Siz ne düşünüyorsunuz?
Ajansın eski yerinin hemen karşısına da Türkiye Maarif Okulları açılmış. 140 öğrencileri ve Milli Eğitim Bakanlığı’ndan atanan iki öğretmenleri olduğunu öğrendim. Bu Maarif Okulları’nı Feto’nun okulları sananlar oluyor. Hayır arkadaşlar alakası yok. Bizzat Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yabancı ülkelerde açtığı okullar. 2012 yılında bisikletle dünya turuna başladığımda ilk ülkem Bulgaristan’dı, yol üstünde maarif okuluna ilk defa gitmiştim. O zamanlar günümüzdeki gibi değildi bu okullar. Bulgaristan’daki o okul yıkıntı eski püskü bir okuldu. Türk Devletinin okuludur dendiğinde de şaşırmıştım.
Kolombiyalılar daha çok dizilerin etkisinde kalıp Türkçe’yi merak ediyorlar. Yahu geçenlerde burdaki kutlamalardan birinde giyilen bir kıyafet hakkında bilgi almak için rastgele sokakta karşılaştığım bir aileye soru sordum. Sağolsunlar güzel detaylar verdiler. Benim Türk olduğumu öğrenince de başladılar Türkçe kelimeler söylemeye. Ulan koca meydanda sana nasıl denk geldim arkadaş? Kısacası Türk dizileri ile birlikte Türkçe’ye ilgi duyan kişilerle karşılaşmak çok olası bir durum.
Önceki yol anılarımı okuyan arkadaşlar Bogota’da uzun bir dönem kaldığımı bilirler. Kron bisiklet o dönem 26 jant bisikletten 29 jant bisiklete geçeceğimden ve bir bekleme sürecine de girdiğimden dolayı bana KRON RC3000 yarış bisikleti göndermişlerdi. Çünkü tur bisikletin kadrosu yeni üretiliyordu!
Hem o dönem de hem de Kolombiya’ya bu gelişimde KRON RC3000 üzerinde bulunan bir çok parçayı değiştirdim. Gidon, sele borusu, sele, suluk kafesleri, gidon bantları bunların hepsini Shimano Pro markasına çevirmiş, jant tellerini değiştirmiştim, Shimano Sora grup set olan bisiklette arka kaseti 11/34’e çıkartmıştım. Fren papuçlarını Durace yapmıştım. Ayrıca lastiklerini de bu geldiğimde CST Energia ile değiştirmiştim. Yol bisikleti konusunda ahkam kesecek biri değilim ama bu bisikleti de Kolombiya’ya geldiğim süre zarfında kullanarak üzerindeki parçalar konusunda deneyim ve bilgi sahibi oldum. Kullandığım malzemeler konusunda da ayrı bir yazı dizisi hazırlayacağım.
Şu noktada hemen lastik kazanmak isteyen arkadaşlara sorumu sorayım.
“9 Eylül 2012 yılından beri bisikletimle dünya turundayım. 3 kıta 58 ülke 100 bin kilometre geride kaldı. Son bir senedir ABD vizesini 3 farklı ülkede almaya çalıştım fakat başarılı olamadım. Bu üç ülke hangisi ve vizenin her ülkede verilmeme sebebini detaylıca eposta adresime yazın.”
Yahu biz nerden bileceğiz diyen olursa, bunların hepsini www.gurkangenc.com sayfasında yol anılarıma yazdım. Son dört anımı okursanız tüm hikayeye vakıf olabilirsiniz.
Cevapları gurkangenc@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
Doğru cevap verenler arasında yapacağım çekilişte 3 kişiye 1 çift CST Platinum Protector 700x38C ve 700x45C lastik hediye edeceğim. Cevaplarınızı 26 Aralık 2022, 1 Ocak 2023 tarihleri arasında belirtmiş olduğum adrese gönderebilirsiniz.
Şimdi gelelim Bogota’da ben bu vizeyi nasıl alamadım!
Kolombiya’dan ayrılalı bir sene oldu. Bogota’ya geri döndüğümde daha önceki gelişlerimde yaptığım gibi şurayı da gezip göreyim, burayı da gezip göreyim gibi bir planım yok.
Bu seferki plan bir spor öğretmeni eşliğinde spor salonuna düzenli gidip sırt, bel, kalça kaslarımı güçlendirmek (omur kaymasından dolayı). Sabahları da düzenli bisiklet sürmek. Mümkünse çamaşır makinası olan bir ev tutmak. Ev kiralamak veya Airbnb’den bir yer tutmak hiç de ucuz değil. Bir arkadaşın vesilesi ile Airbnb sahibine ulaşıyorum ve özel bir indirim alarak tam da istediğim tarz bir evde günlüğü 10$’dan kalmayı başarıyorum. Bu arada çamaşır makinası istememin sebebi bu ülkede çamaşır yıkatmak gerçekten çok pahalı, ee her gün spor yapacağım zaten az eşyam var. Çamaşır makinası şart hem hızlı kuruması hemen sık yıkamadan dolayı.
Kolombiya’da elçimiz Beste Hanım ile tanıştım. 68 ülkeyi bisikletle gezdim ve Beste Hanım benim yüz yüze tanıştığım 62. elçimiz oldu. Askeri ateşelerimiz, dışişleri bakanlığı müsteşarlarımız, başkatiplerimiz, tika yetkililerimiz, eğitim ve basın ateşelerimiz, içişleri bakanlığı müsteşarlarımız, emniyet ateşelerimiz, ticaret ateşelerimiz, milli sporcularımız ve o ülkelere ziyarete gelen valilerimşz, milletvekillerimiz vs. Kısacası şu an Türkiye’de devlet kurumlarında geniş bir çevrem var. Bu yolculuğun artılarından biri de budur. Bu çevremden 10 senedir bir kere olsun herhangi bir talebim de olmamıştır. Elçilerimizden istediğim sadece diplomatik nota olmuştur. Bu da 2011 yılında benim adıma Dışişleri Bakanlığı’nın çıkardığı genelgeye istinadendir! Resmi ve yazılı bir taleptir ve “GÜRKAN GENÇ BİSİKLETLE DÜNYAYI GEZDİĞİ SÜRE BOYUNCA DA YÜRÜRLÜKTEDİR” Burada bir önceki yazımdaki durum gibi büyükelçi kendi insiyatifini olumsuz yönde de alabiliyor, sebeplerini bir gün seyahatnamemi kaleme aldığımda sizlerle paylaşarım.
Beste Hanım neler yaptığımı öğrenince ve bakanlığın genelgesi doğrultusunda hemen diplomatik notayı yazdı. Fakat sonrasında da ekledi: “Kolombiya’da Dışişleri Bakanlığı müsteşarımız Burak da ABD vize başvurusunu diplomatik nota ile yaptı ve alamadı” diye. Bir tebessüm ettim. Yapacak bir şey yok, son defa şansımı deneyeceğim.
Diplomatik nota, artı benimle ilgili bir dosya ve iki pasaportumla ABD elçiliğine gittim. Kapıdaki görevli ile aramızdaki dialog şu şekilde gelişti:
– Merhaba, elimdeki diplomatik nota ile ABD diplomatlarından bir tanesi ile turist vizesi için görüşmek istiyorum.
– Merhaba, Kolombiya ABD elçiliğinde randevunuz var mı?
– Hayır yok. Randevum 20 Ocak Ankara Türkiye ABD Elçiği’nde. Diplomatik nota da zaten o randevunun Türkiye’de değil, Kolombiya’da kabul görmesi ve görüşmenin burada yapılmasına istinaden bir rica. Türk Büyükelçisi tarafından istenmiştir.
– Diplomatik vize mi alacaksınız?
– Hayır bu bir diplomatik vize başvurusu değil!
– O zaman size yardımcı olamayacağız.
– Yalnız bu bir diplomatik notadır. Bir diplomatla görüşmeyi talep ediyorum.
– Şu sayfadan randevu almanız gerekiyor.
– İyi de o sayfada en erken randevu tarihi Eylül 2023 gözüküyor.
– O zamana kadar bekleyeceksiniz.
– Şu an bir diplomatla telefon ile görüşmem mümkün mü?
– Hayır.
Evet, bu yaşadığım durumu da büyükelçimiz Beste Hanım’a ilettim. Beste Hanım Kolombiya Bogota Büyükelçiliği’ne yeni atandı, ben buraya gelmeden bir ay önce kendisi gelmişti. Ayrıca kendisinin de ilk büyükelçiliği olur. Şimdi burada ikili ilişkilerin yanı sıra diplomatik anlamda değil, arkadaşlık dostluk anlamında da ilişkilerin önemi ortaya çıkıyor. Beste Hanım’ın ABD elçisi ile ahbaplığı dostluğu olsaydı çok daha kolay olurdu. Olacağını biliyorum çünkü daha önce Avrupa’da, Fas’da benim bu ilişkilerden dolayı 2 dakika içinde vize aldığım anlar oldu, sadece bir telefon konuşması ile bu mümkün. Fakat Beste Hanım da ülkeye yeni geldiğinden dolayı böyle bir şey mümkün olmadı. Sonuç olarak vizeyi Kolombiya’da da alamadım. Böylelikle 1 sene içinde 3 ülke denemem de fiyasko ile sonuçlandı ve anılarla geride kaldı.
Peki şimdi ne olacak?
Önümdeki ülkeler Meksika, ABD, Kanada, Avusturalya ve bu durum hemen hemen hepsi için aynı olacağından artık tek çare zorunlu olarak Türkiye’ye dönüp bu vizeyi almak. Bunu önceden ön görüp randevu tarihi almıştım. 20 Ocak 09:00 Ankara ABD Elçiliği’nde bir görüşmem olacak. Görüşmeyi yaptığımda bana bu vizeyi vermemeleri için bir sebep görmüyorum. Öte yandan yıllar sonra Türkiye’ye gelmiş olacağım. İnternet sayfamda ilk yazımda yazar “ZORUNLU KALMADIĞIM SÜRECE TÜRKİYE ROTAMDA OLMAYACAK” Yıllar sonra böyle bir şeyin üstelik sadece vizeden dolayı olması hiç hoş değil.
Kolombiya Bogota’dan Türk Havayolları ile Bogota-İstanbul-Ankara ve Ankara-İstanbul-Bogota şeklinde uçak biletimi gidiş dönüş alıyorum. Hayatımda iki defa THY ile bilet mevzusu oldu, bu talepleri de aslında yapmayacaktım ama dene dendi ben de denedim.
Buraya yazıyorum “YEMİN EDİYORUM BİR KERE DAHA THY’nin HERHANGİ BİR MÜDÜRÜNDEN BİLET TALEBİM OLMAYACAK”
- Japonya’dan Türkiye’ye dönerken Tokyo büyükelçimiz “THY sana bilet vermeli, gidin konuşun kendileri ile, yardımcı olacaklardır’’ dedi. 2010, o gün bölge müdürünün “Reklam değerinizi yitirdiniz” sözünü asla unutmayacağım ve vermemişti. Bileti kendim almıştım.
- Kolombiya’da gene THY’de çalışan dostların “Sana kesinlikle bilet verir müdür’’ sözü ile (THY ile ilişkisi olan herkes bilir ki ülke müdürlerinin uygun gördükleri kişilere ücretsiz bilet verme hakkı vardır, sayısını da bilirim!) Kolombiya müdürüne mail yazdım. Kendisine yazdığım e-postadan sonra “Eğer paranız yoksa Türk Büyükelçiliği’nde bir senet yapın, size para versinler bileti o şekilde alabilirsiniz” dedi. O mesaj üzerine ilk fırsatta kendisinin yüzüne karşı dedim “Çok şükür parasız pulsuz değilim, bireysel alanda yabancı sporculara destek olduğunuzu biliyorum. Belki bir Türk sporcusuna da bartır usülü ( yani sosyal medya sayfalarımda “THY ile uçuyorum, bisikletlerimi de kargosuna verdim” diyip sizlerle paylaşacaktım ) bu desteği verirsiniz diye düşünmüştüm, yoksa ben devletten senet karşılığı borç isteyecek biri değilim! İlginiz için teşekkür ederim.” dedim ve gene bileti kendim aldım.
Duygusal olmaya gerek yok. Türkiye nüfusunun %8’i pasaport kullanıp yurtdışına seyahate çıkarken THY tabiki bu ücretsiz biletleri Kolombiya’dan Türkiye’ye uçan bir sporcuya vermeyecek veya bir yazara veya bir gezgine… Kaç kişi Türkiye’den Kolombiya’ya tatile geliyor ki? Uçak bileti olmuş 1800 dolar?
Neyse bu faslı da bitirdiğimize göre şimdi yıllar sonra kısa süreliğine de olsa Türkiye’ye döndüğüme göre ne yapacağım? Türkiye benim 2012’de bıraktığım Türkiye değil. Kardeşim “Ankara’da sana bir rehber mi tutsak ne yapsak’’ diye arada bir dalga da geçiyor. Tabiki de vize gününe kadar Ankara’da olacağım. Kaba taslak yapacaklarımı şöyle bir sıralarsam:
- Babamın kabrini ziyaret edeceğim.
- Annem ve kardeşimle zaman geçireceğim.
- Annemin yemeklerini özledim, onları yiyeceğim.
- Aynı anadan, baban olmayan kardeşlerimle oturup rakı balık yapacağım.
- Dişçi Alper’e gideceğim.
- Hamama gideceğim.
- Lozan Parkı’nda sabah koşusuna çıkacağım.
- Eymir Gölü çevresinde bisikletimle 10 tur attığım günler olacak.
- İlköğretim ve üniversiteyi birlikte okuduğum dostlarımla, kankalarımla buluşacağım. Kaldığımız yerden devam. Hatta onların çocukları ile tanışacağım.
- Takım arkadaşlarımla bir araya geleceğim.
- Mine Poge ile buluşup Ankara, İstanbul, İzmir, Kırklareli ve Mersin’de Demir Atlı Adam imza günlerini birlikte yapacağız.
- Prof. Nüzhet Türker hocamla bir araya gelip Genç Kaşifler ve eğitim ekibi ile birlikte vakit geçireceğim.
- Kron Bisiklet, Ankara Patent, Masa Kralı, Damla Pastanesi, Shimano Türkiye, Garmin Türkiye ve The North Face Türkiye ile bir araya geleceğim.
- Zaman olursa bir kaç okulda bisikletimle beraber sunum vereceğim.
- Kendi tasarladığım bisikletin arka bagajını Ankara’da sanayide daha iyi bir hale getirmeye çalışacağım.
Şimdilik aklıma gelenler bunlar.
Şimdiden davetlerin çoğuna iştirak edemeyeceğimden dolayı özür dilerim. İsterseniz Lozan Parkı’nda benimle koşabilir, Eymir Gölü’nde bisiklet sürebilirsiniz, zamanım olursa da mutlaka görüşmeye çalışırım.
ABD Vizemi alıp yolculuğuma devam etmek istiyorum. Bu hayalimi bitirip yenilerine doğru yaşamım el verdiği sürece yürümeye veya pedal çevirmeye devam edeceğim.
Öpeyrum