Orlando’da birkaç gün bisikletimle uğraşmak zorunda kaldım. Kolombiya’da jantlar değişmişti. Biraz daha dar, hafif ve güçlü bir modele geçmiştim. Fakat Kolombiya’da bu janta takılan teller hakikaten çok kötüymüş. Orlando’ya kadar hatta sonrasında da jant tellerini kırmaya devam ettim. Yıllardır aynı jantları kullandığımdan ve en iyilerini kullandığımdan dolayı jant teli kırmıyordum, Benim için de bu kadar tel kırmam sürpriz oldu. Hatta Orlando’ya vardığımda arka tekerimdeki 32 telden 8’ini kırmışım. İsmail’in evinde durumu fark ettiğimde o jant ile nasıl vardığıma hayret ettim. Buradan jantın da oldukça güçlü olduğunu anlıyorum. Neyse düzelteceğim bu durumu. G1 ile biraz daha işim var.
Yıllar önce internet sayfama bu turda kullandığım bazı uygulamaları yazmıştım. O uygulamalardan biri olan ve sadece bisikletçilerin kullandığı WarmShowers’ı kullanmaya devam ediyorum. Amerika’da çok aktif bir şekilde diğer bisikletçiler de kullanıyor. Bu uygulamaya son 3 yıldır para da veriyorum. Hatta Ioverlander diye bir program vardı, onu da anlatmıştım. Onu da yenilediler, ona da para vermeye başladım. Strava programı var bisikletçilerin kullandığı, ona da yıllardır para veriyorum. Neden bu uygulamalara para verdiğime gelince; yazılımcılar, tasarımcılar, bu uygulamaların ortaya çıkmasına vesile olan kişiler zamanlarını ayırıp ortaya bir şeyler çıkarmışlar. Bu uygulamaları aktif şekilde kullanıyorsam insanların ayırdığı emeğe ve zamanlarına saygı duymalıyım çünkü etik olan budur. WarmShowers uygulaması bu ülkede oldukça güzel işliyor. Genellikle mesaj attığım kullanıcıların %80’i cevap verdi.
Orlando’dan sonra Ocala kasabasında WarmShowers kullanan Kaşmirli Rahul’un evinde kaldım. Misafir olarak kalmam için verdiği alan evinin arazisinin içinde bulunan misafirler için yaptırdığı ayrı bir evdi. Bodrum’daki bizim eski yazlıktan daha büyük bir ev. Yazılımcı olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde çalışıyor.
Batı sahillerinde arkadaşları ile birlikte kısa turlar da yapmış. Güzel bir akşam yemeği ve sohbetle anılarını dinledim. Kendisi ülkesine ve dünyaya bakışını anlattı. Gelecekte ABD toplumunun yaşayacağı sıkıntıları dile getirdi. Evinde iyi bir uyku çektim ve ertesi gün yola koyuldum. Sanırım şu zamana kadar girdiğim en pahalı evlerin bulunduğu çok büyük bir yerleşkeydi. Sitenin içinde tavus kuşları, ceylanlar ve sincaplar her yerde dolanıyordu. Birbirinden farklı kuş çeşitleri de görmüştüm. Bu ülkenin çalışana hak ettiğini fazlası ile veren bir ülke olduğu konusunda hiç şüphem yok.
Sıradaki şehrin adı Gainesville. Doğruya doğru, bu şehrin varlığından bile haberdar değildim. Florida Üniversitesi’nin bulunduğu yer olduğunu da sonradan öğreniyorum. Bu şehre de beni aylar öncesinde çağıran Ziynet ve Doruk olmuştu. Gerçi Doruk ben gelene kadar Türkiye’ye dönmek zorunda kalmıştı ama Ziynet şehirdeydi ve kesinlikle bekliyorum diye mesaj atmıştı. Şehre doğru yavaş yavaş yaklaşırken bir mesaj daha geldi.
Mesajı atan Yasemin Dalkılıç
Mesajı ilk gördüğümde biri kafa mı buluyor diye bir baktım. Biraz araştırdıktan sonra hesabın ona ait olduğunu anlıyorum. Hakikaten kendisi mesaj atmıştı.
Şimdi yeni nesil kendisini pek bilmez. Bilenler varsa o da büyük ihtimal dalışla ilgili alakalı kişilerdir. Yasemin Dalkılıç 90’lı yılların sonu ve 2000’li yılların ortasına kadar Türkiye’de kırdığı dalış rekorları ile hepimizin hayran kaldığı bir Türk kadını. Arkadaşım Cem Demirci bir gün pedallarken arıyor:
– Lan ne yapıyorsun, ben ne zaman Amerika’ya yanına pedallamaya geliyorum tarih ver len artık, uçak biletlerine bakacağım.
– Ya Cem daha çok var dur hele şimdi. Olum bir şey diyecem Yasemin Dalkılıç mesaj attı, önümdeki şehirlerden birinde kalıyormuş. Gainesville’de yaşıyormuş.
– Aaa evet duymuştum o şehri ama hiç bilmiyorum. Yasemin bizim bir alt dönemimizde yüzme takımındaydı Yükseliş Koleji’nde hatırlamıyor musun?
– Yok Cem nerden hatırlayacam o zamanlar hafızam bu kadar güçlü değildi.
Evet biz Yasemin ile aynı havuzda yüzmüş, antremanlarımızı yapmışız. Mesaj kutumda ondan gelen mesaj:
‘Gürkan Amerika Birleşik Devletine hoş geldin. Seyahatini büyük bir hayranlıkla takip ediyorum. Sana sormak istediğim o kadar çok soru var ki. Eğer bizim şehrimiz yolunun üzerindeyse seni evimizde misafir etmekten mutluluk duyarız.’
Suratımla bir tebessümle mesajı iki defa okudum. Bu yolculuğun karşıma çıkardığı insanlara hayret ediyorum. Gainesville’deki programımda ufak bir değişiklik yaptım. Yasemin ve eşi Rudi’nin evi, Ziynet ve Doruk’un evinden önce olduğundan ilk onlara uğrayacaktım ve geleceğimi Yasemin’e söyledim. Sana soracak çok sorum var demişti ya, ben de O’nun hayatını merak ediyorum. Neler yapıyor? Mesela neden Florida’nın tam ortasında deniz olmayan bir yerde yaşıyor?
Miami’den Gainesville’ye kadar bisiklet yolu var. Bisiklet yolu işareti olmasa bile güven içinde gidilebilecek yollar var demem daha doğru olacaktır. Hatta bir yola denk geldim eyalet parkı olarak geçiyordu, yürüyüş veya bisiklet sürmek için girişte iki dolar istiyordu. Olur da biri sorarsa veririm falan demiştim ama gece o alanda çadır kurmama rağmen kimse gelip de bir şey sormamıştı.
Bir de Gainesville’de Yasemin’lerin evine gitmeden önce benim için sürpriz olay “Dikkat ayı çıkabilir” tabelası oldu. Nasıl yani, ben bu kadar erken bu yazıyı görmeyi beklemiyordum. Çok daha kuzeylerde ayıları görmeyi bekliyordum. Civardaki insanlara sorunca da öğreniyorum ki, bölgede iki yetişkin ayı ve 4 yavruları varmış.
Ooohh süper oldu.
Akşam çadır kurduğumda yemek olayı yalan oldu. Onu geç, açıkta yemek de olmayacak veya meyve de olamayacak. Konserve dışında açıkta sadece meyveler vardı onları da çadır kampı yapıncaya kadar tükettim.Daha önce internet sayfamda yazmıştım fakat sosyal medya sayfalarımda şu tecrübemi tekrar paylaşınca birçok kişi tarafından bilinmediğini fark ettim. Bu tarz hayvanların olduğu alanlara çadır kampı kurduğumda çadırın giriş kapısının olduğu alana yay şeklinde işerim. Erkek çişinin içinde testesteron az miktarda olduğundan bölgeyi işaretlemiş oluyorum. Kokuya hassas olan avcılar da bu kokuyu alıyorlar. Kokunun sınırına kadar gelirler fakat sonrasında geri dönerler. Bunu yıllardır yapıyorum ve hayvanların ayak izlerinden gördüğüm kadarı ile o çizgiyi geçmiyorlar. Bu yüzden çadırımın etrafına böyle alanlarda her daim işerim.
– Eee biz kadınlar ne yapacağız Gürkan?
– Malzeme olarak yanınıza bir adet erkek alabilirsiniz.
Gene yukarılara kadar her çiftlik evinin önünde Trump destekçilerinin yazılarını görmek mümkün.
Bölgede hala ispanyol kaşiflerin açtığı yollarda ilerlemeye devam ettim. Eyalet parkları, sığır çiftlikleri, hiç aracın geçmediği yollar… Süperdi.
Bu boş yollardan birinde hiç olmayan bir şey oldu, kocaman bir köpek üstüme doğru koşmaya başladı. Anaaaa bir baktım sivas kangal. Nasıl havlıyor!
– Len şapşal biz hemşehriyiz, kendine gel. Kes havlamayı! derken konuşarak anlaştık ve yanından ayrıldım.
Bu olağan bir durum değildir. Çünkü bu hayvan mesala bana saldırsa ve beni yaralasa. Ardından bende sahibine dava açsam çok ciddi paralar bana ödemekzorunda kalacağından kimse köpeğini sokakta bırakamaz.
Gainesville’ye girdikten sonra Yasemin ve Rudi’nin evine ulaşmak oldukça kolay oldu. Dediğim gibi bisiklet yolu ağı hakikaten çok güzel ve işlevsel. Yasemin balta girmemiş bir orman evinde yaşıyor desem doğru olur.
Yasemin ile bir araya geldiğimizde sanki yıllardır tanışıyormuşuz da birbirini uzun zamandır görmeyen iki dost gibi sohbete muhabbete başladık.
Doksanlı yılların sonu ve ikibinli yılların başında kırdığı rekorları gazeteden veya televizyondan takip ediyordum. O da denk geldikçe görüyorduk
Günümüz dünyasındaki gibi olanaklar sosyla medya olanaklarımız yoktu. Şimdi kendisinin paylaştığı her şeyi dünyayı gezerken görüyorum. Neyse o yıllarda Yasemin bir anda ortadan kayboldu.
Canlı yayınlarımda hep derim. Bizim gibi insanları, benim Yasemin’i takip ettiğim gibi takip edersen arada denk gelirse bir bakarsın veya dalışa ilgin alakan vardır bu yüzden takip edersin. Dalgıçlık, dalış, yüzme ilgi alanlarım arasında yoktu. Yasemin ortadan kaybolunca ne oldu bitti hiç sorgulamadım. Dalış rekorlarını kıran kadın olarak akıllarımızda yer etmiş ve gururlandırmıştı. Gerisi beni ilgilendirmiyordu.
Neden ABD’ye geldiğini, o dönemki dalış serüvenlerini detaylıca bilmiyordum ve hepsini kendisinden dinledim. Konuşurken arada bir duraksıyordu. O an anlıyordum geçmişte yaşadıklarını tekrar yaşıyordu. O birkaç saniyelik sessizlikte aylar belki yıllarca süren mücadele gözünün önünden geçiyordu. O anları, anıları anlatırken gözleri doluyordu. Geçmişte bir şeylerin ters gittiği veya istediği gibi olmadığı belliydi. Her şeyi bırakıp buralara Rudi ile birlikte yeni bir hayat kurmaya neden geldiğini az çok anlamıştım.
“Gürkan insanlarla nasıl başa çıkıyorsun? Hakkında yazılanlar veya yapılan kötü yorumlarla nasıl baş ediyorsun?’’
Bu yazımı okuyup kitlelere hitap eden birileri belki vardır. Empatisini daha rahat yapabilirler.
Kendimin bu noktaya gelebileceğini hayal etmemiştim. Böyle olacağını bilmiyordum! Belli ki Yasemin de bilmiyordu. Topluma mal olunca ve herkesin gözü önünde bir şeyler paylaştığımızda kendini toplumdan gelecek olan olumsuz yorumlara da hazırlaman gerekiyormuş. Yasemin de ben de belli ki hazır değilmişiz. O göz yaşarmasını bu yüzden iyi bilir ve anlarım.
Yapılan kötü yorumlara %90 yorum yapmıyor veya görmemezlikten geliyorum. Bunu bana kimse öğretmedi. Benim bir menajerim veya akıl hocam yok!..
Zaman içinde şunu anladım; söylediklerim mutlaka ama mutlaka birileri tarafından yanlış anlaşılacak, ve başka yerlere çekilecek. Ya da senin başarılı olmanı istemeyen bir kesim insan mutlaka seni rahatsız edecek yanlışlarını ve açıklarını toplum önünde sergileyecekler. BEN DE BİR APTAL GİBİ BUNLARI DÜZELTMEYE ÇALIŞIYORDUM. Anlattıklarım birilerini mutlu ederken, bir başkalarını etmeyecek. Kendi başarımı, övünmem gereken şeyleri kendim dile getirdiğimde de ukala, gıcık, mütevazi olmayan adam olduğumu da bana göstrdiler.
Memnuniyetsizliklerini cesurca yüzüme karşı söyleyen kişi sayısı sevenlerin, saygı duyanların karşısında o kadar az ki, yok denecek kadar az. Üstelik eleştirenler hep sahte adlar veya gizli hesaplardan bunu yapıyorlar. Aslında orada anlıyorsun yüzüne karşı söyleyemecek kadar cesaretleri özgüvenleri olmadığını. Çünkü bizim gibi insanların gerçekten yaşama dair neler yaptığını ve başardıklarını bildiklerinden ve kendi hayatları ile kıyasladıklarında asıl üzülecek olanların kendileri olduğunu da çok iyi biliyorlar. Bunları anladıktan sonra yapılan olumsuz yorumlara sadece sayfamda cevap vermeye başladım. Burası benim çöplüğüm.
Yasemin’le birlikte zaman geçirdikçe O’nun çok iyi bir zanaatkar, iyi bir gitarist, iyi bir yazar ve çok iyi bir anne olduğunu da öğrendim. Eşi Rudi ile birlikte çocuklarını çok güzel yetiştirmişler. Evinin bir köşesini de müze gibi yapmış. O ünlü sarı mayo da baş köşede duruyordu.
Yasemin ve Rudi’nin hayatları suya hep bağlı. Yaşadıkları bölgeyi seçmelerinin en büyük sebebi doğuda Atlantik Okyanusu’na 1 saat ve batıda da Meksika Körfezi’ne 1 saat uzaklıkta olmalarıydı. Ayrıca kasabanın etrafında birçok kaplıca da vardı. Bu kaplıcaların iki tanesine gittik. Hatta bir tanesine Ziynet de bizimle beraber geldi.
Kaplıcanın içinde kanolarımızı kullanıyoruz. Onlar en önde ben de en arkadan geliyorum. Önümden ilerlerken sağ taraflarında güneşlenen timsahı görmeden geçtiler.
Biliyorsunuz uzunca bir süre Afrika’da tek başına pedallamış biriyim ve bölge bana bazı tecrübeler ve alışkanlıklar kattı. Bölgede timsahların olduğunu bildiğimden dolayı gözüm ve kafam ister istemez sonar cihazı gibi bir sağa bir sola bakıyor. Bu sırada kendini kamufle etmiş timsahı gördüm ama bizimkileri uyarmak için çok geçti. Onlar uzaklaştıktan sonra onlara söylemem en iyisi olacaktı. Paniklermelerini istemedim. Herkes geçtikten sonra da fotoğrafını çekmeyi başardım.
Yasemin ve Rudi ile günler çok çabuk geçti. İyiki mesaj attı ve kendisini bu şekilde tanımamı sağladı. Hepinizi öpeyrum teşekkür ederim Yasemin…
Sonrasında da Ziynet ve Doruk’un evine gittim. Maalesef Doruk orada değildi. Türkiye’ye dönmüştü. Ziynet ile daha önce tanışmamıştık. Fakat kendisi beni yıllar öncesinden Prof. Nüzhet Türker hocamızdan biliyor. Mersin Üniversitesi Gıda bölümünden mezun olan Ziynet Florida Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor.
Sağolsun boş vakitlerinde şehri bir güzel gezdirdi. Arkadaşları ile tanıştırdı. Seyahatimle ilgili bana yeni fikirler verdi, özellikle podcast yapmam konusunda beni defalarca uyardı. Bir mikrofona bakıyordu her şey. İlerleyen günlerde onu da aldım. Üstelik bisiklet kullanırken çok rahat bir şekilde kayıt da yapabiliyorum. Bisiklet üstünde birkaç tane podcast çektim. Sonrasında bıraktım. Bisiklet üstünde konuşmak pek işime gelmedi. Etrafa bakıp sessizlik içinde seyretmek daha çok hoşuma gidiyor. Bir ara bir şey yapacağım, ama şimdilik böyle devam.
Ziynet sayesinde aynı üniversitede çalışan Serdar ve Aslı Hoca da gene bir gün yemeğe alıyorlar. Çok güzel bir aile yemeği oluyor. Genel olarak Türkiye ve Amerika politikalarını ve yaşam şekillerini konuşuyoruz.
Ziynet’e tekrardan teşekkür ederim O’nun sayesinde Gainesville şehrini de görmüş ve tanımış oldum. Hatta Florida’da en çok beğendiğim şehir de burası oldu. Gerçekten her yere oldukça yakın ayrıca sessiz sakin bir yer.
Bu yazıları internet sayfamda biraz geç yükledim. Amerika Seyahatim boyunca Ziynet ve Yaseminle fırsat buldukça sohbetlerimize whatsapp üzerinden hep devam ettik.