• ANLIK KONUM Garmin inReach

  • 28 Eylül 2025

Kanada’da siyah ve boz ayıların, Moose’ların arasında bisiklet sürmek.

Kanada’da siyah ve boz ayıların, Moose’ların arasında bisiklet sürmek.

Kanada’da siyah ve boz ayıların, Moose’ların arasında bisiklet sürmek. 517 1024 Gürkan Genç

Afrika’da avcı hayvanları yaşadığı Etiyopya, Kenya, Tanzanya, Malavi, Zambia, Botsvana gibi ülkeleri bisikletle geçmiş Gürkan Genç için Kanada’da Kuzey British Columbia Yukon bölgeleri ve Amerika Birleşik Devletler’nin Alaska pedallamak ne kadar zor olabilir?

Etiyopya, Kenya, Tanzanya, Malavi, Zambia, Botsvana’da aslan, leopar, çita, yaban köpekleri, sırtlan, su aygırı, timsah, fil, bufalo, yılan, akrep, sivrisinekten bulaşan hastalıklar vs vs. Bu noktada şöyle bakıyorsun; “Afrika simülasyonunu geçmişim, Kanada, Alaska daha kolay olmalı” dersin. Ben de bunu demiştim. Fakat 15 yıllık bisikletli seyahatimde en keyifsiz 700 kilometresini Alaska’da yaptım. (zor demiyorum, keyifsiz)

Kanada’ya gelene kadar hayatımda ayıyı birkaç defa görmüştüm. Küçüklüğümüzde boz ayıların burunlarına halka takıp sokaklarda oynatılardı. Bunu yapanlar ve bu işten para kazananlar insan değilmiş. Öbür tarafta yatacak yeriniz yok. Ben boş yere demiyorum bizim topraklarımızda ahlaksızlık başka bir seviyede diye. Bir de doğu karadeniz bölgesinde doğal ortamında görmüştüm. Zaten ülkemizde insan canlı türünün bu kadar fazla yaşadığı bir alanda bu hayvanları sık görmemiz kolay değil.

Şöyle anlatayım; Kanada British Columbia ve Yukon bölgelerinin yüz ölçümü toplamı iki Türkiye kadar. Toplamda da 5 milyon insan yaşıyor. Artı bu 5 milyonun 3 milyonu da büyük şehirlerde yaşıyor. Şimdi durum şu; iki Türkiye büyüklüğünde bir alan düşünün ve kırsalda 2 milyon insanın yaşadığını düşün. İnsana denk gelmezsin.  Hal böyle olunca da British Columbia bölgesinde 200.000 siyah ayı, Yukon bölgesinde de 300.000 siyah ayı olduğu tahmin ediliyor. Boz ayının sayısı British Columbia’da 50.000 iken Yukon bölgesinde tam olarak sayı bilinmiyor fakat 150.000’den fazla olduğu tahmin ediliyor.  Kısacası bu iki bölgede 1 milyona yakın ayının kendi yaşam ortamlarında hayat sürdükleri biliniyor.

Kanada seyahatimde bu iki bölgede 24 tane siyah ayı gördüm. Durup bu ayıların fotoğraflarını çekmedim. Ayıları gördüğümde bisikletimin sağında ve solunda, selenin arkasında bulunan ayı spreylerinin emniyetlerini açıp, aşırı ses çıkartan havalı kornayı hazırladım. Ayılar yol kenarında yemeklerini yerken ben de yolun diğer tarafından defalarca onları rahatsız etmeden geçtim. Yavruları ile gördüğümde de uzaktan ses çıkartıp kaçmalarını ve uzaklaşmalarını sağladım.

Siyah ayılar genellikle tek başlarına geziyorlar. Tehdit algılamadıkları sürece oldukça sakinler. Yol kenarlarındaki çiçekleri ve otları yiyorlar. Bokları ishal kıvamında cıvık ve geniş, dış tarafı siyah, içine baktığımda ise bitkilerin püre kıvamına geldiği koyu yeşil bir dışkısı olduğunu görüyorum. Uzaktan her seslenişimde tehdit olmasam bile öncelikle iki ayağı üzerine kalkıp bana bakıyor. Kim var orada, ne geliyor, ne kadar hızla geliyor, kim o sesi çıkarttı bakışı. Bana karşı iki ayağı üzerine kalkıp saldırıya geçme pozisyonu olmadı. Bir tanesi kamp alanına gideceğim sırada yolun hemen kenarında oturmuş otları yiyordu. Kendisine defalarca bağırmama rağmen hiç istifini bozmadı ve benim yanından geçip gitmeme izin verdi. 10 metreden fazla kendisine yaklaşmış oldum. Kamp alanına vardığımda karavancıların sorusu ayının yanından geçtin mi olmuştu.

Gece uyurken çadırımın yanına 5 metre kadar yaklaşmış sıçmış ve gitmiş. Ben ki sivrisinek vızıltısına uyanan biriyim; gelip gittiğini, sıçtığını bu sırada osurduysa onu bile duymamışım. Çalı çırpının olduğu bu alanda nasıl bu kadar sessiz hareket etmiş hayret ettim.

Bu noktada şu detayı vermek lazım. Ormanda veya açık arazide çadır kurulduysa o çadırın içine meraktan girecek hayvanlar, kemirgenler ve bir de ayıdır. Geçmiş yazılarımda belki hatırlarsınız Şili Patagonyasında çadırında yemek bulunduran Nicolas’ın çadırını gece tarla fareleri basmış ve çadırın alt tarafını delmişlerdi. Mesela aslan veya leopar ya da fil, bufalo o çadırın içine girmezler. Fakat ayı girer.

Bu sebepten ötürü de ayıların ülkesi olarak geçen Kanada ve Alaska’da çadır kampı yapan insanların uyması gereken bazı kurullar var. Bu kuralları adamlar istisnasız her kamp alanına her yere asmışlar.

1 – Çadır kuracağın alana varmadan en az 5 kilometre önce durup akşam yemeğini yemek zorundasın.

2 – Çadırının içinde veya çevresinde asla yemek yememelisin.

3 – Kokulu içecekler, meyve içecekleri, paketi açılmış, açılmamış herhangi bir kuru yemek, meyve, parfüm, diş fırçası, diş macunu, deodorant, ıslak mendil, sabun, kuruyemiş, çatal, kaşık, temizlik maddeleri v.s bunların hiç biri çadırının içinde olmamalı.

4 – Yukarıda saydığım her şeyi içine alabilecek kalın ve hava almayan bir çantan olmalı. İçine koyduğun yiyecekler dışarı koku salmamalı. Bu çantayı çadırından en az 100 metre ileride bir ağacın dalına asmalısın. Bu dal ayının ulaşamacağı bir açıklıkta ve tırmanıp ulaşamacağı bir incelikte olmalı. Eğer bir ağaca asamıyorsan üstüne biraz toprak örtüp gene 100 metre ileride bir yere gömmen gerekiyor.

Şimdi bunu bu bölgede her akşam yaptığını düşün, 2 ay boyunca. Hiç keyifli değil. Bu işin şakası yok. Eğer bunu yapmazsan %90 bu ayılardan biri seni ziyaret edecektir. Kokuya çok hassaslar. Şehirleşmenin olduğu yerlerdeki kokular ayıları cezbediyor ve bu 1.000.000 ayı da bu yüzden insanların yaşadığı bölgelere yaklaşmayı seviyor.

Kanada ve Alaska’da sadece turistler tecrübeleri olmadığı için ayıları beslemek ve onlarla fotoğraf çektirmek istiyorlar. Her yıl selfie çeken ve onları rahatsız eden birçok insan ayılar tarafından öldürülüyor. Ayılara su, yemek veren ve onlarla fotoğraf çekilenleri gören Kanadalılar bu insanların beyinlerinin olması gereken yerde olmadığını düşünüyorlar. Ben de kendilerine katılıyorum. Ayı ile selfi çektirmek. Cesaret, korkusuzluk, vs vs değildir, ne olduğuna siz karar verin.

Şimdi bu bahsettiğim ayılar siyah ayılardı. Bunların bir model üstü ise boz ayılar. Bu noktada bir ekleme yapmak şart. Amerika kıtasında yer alan boz ayılar ile Anadolu’da yer alan boz ayılar aynı tür ayılar. Ursus Arctos türü. Fakat bu Ursus Arctos’un bir alt grubu daha var; o da boz ayı. Yani ebat olarak 200 kilo kadar daha büyük olan grizzly diye adlandırılan boz ayılar. Ahanda işte Kanada’nın Yukon’u bunlarla dolu. Bir boz ayının grizzly olup olmadığını anlamak için sırtına bakman gerekiyor. Eğer kamburu gerçekten belirgin bir şekilde varsa o ayıgillerin babası diyebiliriz. Bir müzede iki boz ayı arasındaki pati farkını da gördüm.

Sanırım tek bir tırnağı ile beni çok rahat bir şekilde ikiye bölebilir. Bu ayının birinci besin kaynağı somon balığı, leşleri de yiyor, mosse ve geyikleri de yakalayıp yiyor. Grizzly ayısı 100 metreyi bir yarış atı ile aynı hızda koşabiliyor. Yani değil koşarak, bisikletin üzerinde bile kaçmanın imkan ve ihtimali yok. Her gün ortalama 30 kilometre kendi alanında dolanıyor.

Peki hiç Grizzly veya boz ayı ile karşı karşıya geldin mi? Evet.

Hangi araçla olursa olsun eğer Nisan – Eylül ayları arasında Kanada ve Alaska’yı ziyaret edecekseniz mutlaka ama mutlaka bu hayvanları görecekseniz. Görmeme gibi bir durum söz konusu değil. Bisikletle gezerseniz görme şansınız çok daha yüksek. Toplamda 4 adet boz ayı, 8 adet grizzly gördüm. Bunların 4 tanesini araç desteğiyle geçtim, kalan 4 tanesini aramda mesafe olduğundan kendilerine uzaktan bağırarak ve hoparlörün sesini açıp müzik dinleterek kaçırdım. Özellikle genç grizzly ayıları çok meraklı olduklarından bisiklet ve arabalara British Columbia’da saldırıyorlardı. O dönem birlikte yol aldığım bisikletçilerle pedallarken araç şöförleri bizi durdurup ilerlediğimiz yolda genç ayıların araçlara saldırdığını söylediler. Doğa koruyucuları gelip yolu keserek bizim geçmemize izin vermişlerdi. Fakat kampı 30 kilometre ileride atmamızı ve çadır kampı sırasında uyulması gereken kurallara uymamızı söylemişlerdi. Gördüğüm en büyük grizzly de Yukon Alaska sınırına çok yakın bir yerdeydi.

Bir araç ayıyı fark etmiş, geri dönüp yanıma gelerek ayının bulunduğu bölgede ayı ile arama girerek beni koruyup öyle geçmeme olanak sağlamıştı. Gördüğüm en büyük Girzlly olmuştu.

Yukarıda anlattığım gibi bu bölgede bisiklet ile gezip çadır kampı yapılacaksa olayın hiç ama hiç şakası ve tatil fantezisi affedecek bir yanı yok. Doğada onların alanındasın, bunu bilerek çok dikkatli gezmek zorundasın.

Özellikle benim canım, HAYVAN AÇTIR, SUSAMIŞTIR DİYEN sevgili takipçilerim. Doğal yaşam ortamında bulunan hiçbir canlıya yemek veya su vermeyin. Bu onların doğal yaşam döngüsünü bozar. Ölen hayvanların bedenleri doğada leş yiyiciler tarafından yok edilir; bu ekosistemin bir parçasıdır. Hayvanları beslemek, özellikle avcı türlerde, onlara insanın kolay bir besin kaynağı olduğunu öğretir. Bizde ne yazık ki ayılarla selfie çeken, onlara yiyecek veren bilinçsiz insanlar var. Bu hem sizin hem de hayvanın hayatını riske atar. Bir avcı hayvan, insan etinin tadını aldığında artık insanı av olarak görecektir. Bu durumda o hayvanın öldürülmesi gerekir; yani sizin yaptığınız bilinçsiz davranış yüzünden bir canlının yaşamı son bulacak. Doğada avcı hayvanlardan kaçmanız mümkün değildir. Onlara yaklaşmayın, beslemeyin, fotoğraf uğruna hem kendi hayatınızı hem de onların hayatını tehlikeye atmayın. Gerçek doğa sevgisi, doğayı uzaktan saygıyla izlemektir.

Şimdi ayılar tamam. Bağırdın, çağırdın, müzik açtın, yaklaştıklarında sıkarak onları kaçıran bir biber gazın ve havalı kornan var. Ben bu hayvanlardan kendimi koruyacak ekipmana ve bilgiye sahibim. Fakat bu demek değildir ki bana saldıramazlar. Saldırsalar bile önlemlerim var diyorum. Bir de bu hayvanlarları rahatsız etmemeye çok özen gösteriyorum. Ayrıca bölgede bu 3 ayı türünden çok daha tehlikeli olan bir başka hayvan var. Geyikgillerden Moose.

Geyikgillerden Moose.

Alaska’da Moose Pass kasabasından geçince bisikletime bir maskotunu aldım. Bu hayvanları ilk olarak Finlandiya’da görmüştüm. Kanada ve Alaska’dakilerden biraz daha küçükler. Bir grizzly ayısı 450 kilo civarında. Moose dediğimiz hayvan ise 700 – 800 kilo civarında.

Kara parçalarında kilo olarak bir sıralama yapacak olursak:

1 – Afrika Fili – Afrika

2 – Asya Fili

3 – Gergedan – Afrika

4 – Zürafa – Afrika

5 – Hipopotamus – Afrika

6 – Bizonlar – ABD

7 – Moose – Alaska – Yukon – British Columbia (ABD – KANADA)

8 – Kodiak Ayısı (bunu anakarada Alaska’da göremem o yüzden yazmadım) Alaska – Yukon – British Columbia (ABD – KANADA)

7 – Grizlly – Alaska – Yukon – British Columbia (ABD – KANADA)

8 – Yak

9 – Elk Ala Geyik – Alaska – Yukon – British Columbia (ABD – KANADA)

Sıralama bu şekilde olacak. Bu arada bu hayvanların hepsini (bizon hariç) kendi doğal ortamlarında bisiklet üzerinden görmüş biriyim, işin bir de böyle çılgın bir yanı var. Yazdıktan sonra tebessüm ettim. Şu ölümlü dünyada zenginliğin böylesi de ayrı bir güzel. Yukarıda saydığım hayvanlardan sadece ikisi avcıdır; o da ayılar. Ayılar haricinde diğerleri ile istediğin kadar fotoğraf çektir. Çünkü seni öldürseler bile görevliler onlara dokunmazlar. Sen kaşınmışındır, o da alanını korumuştur. Ama yukarıda da dediğim gibi AYILARLA fotoğraf çektirmek cahillikten başka birşey değil.

Moose bu bölgede ayıların hepsinden daha tehlikeli.

–       Kanada’da 2024 yılında Moose’dan dolayı 6.000 trafik kazası olmuş ve yılda ortalama 10 kişi bu kazalarda ölüyor.

–       Ayılardan dolayı 2024 yılında bir ölüm haberi çıkmamış.

Bu hayvanlar çok uzun olduklarından dolayı hızla akan bir trafikte yola çıktıklarında araçlar ayak kısımlarını kırıyor ve 800 kiloluk bedenleri ön cama düşerek araçta öndeki yolcuları eziyor.

Moose ile doğada karşılaşıldığında ayılara yapıldığı gibi bağırmak, kornaya basmak, korkutmaya çalışmak işe yaramıyor. Ayı spreyleri de bu hayvanlarda işe yaramıyor.  Olduğunuz yerde hareketsiz kalmanız veya çok yavaş hareket etmeniz gerekiyor.

Bana Botsvana’da saldıran file karşı uyguladığım taktik. Fakat fil korkutma saldırısı yapan bir canlı. Yani cüssesi ile beni önce uyarıyor, hızlı bir atak yapıp duruyor. Moose bu noktada Afrika bufalolarına benziyor. Saldıraya geçtiğinde yapacağın tek şey ağaçların yanına veya kayalık bir alana geçmek. Kaçma gibi bir ihtimalin yok, bu hayvan çok rahat bir şekilde kısa mesafede 60 kilometre hıza ulaşıyor. Boynuzları çok geniş ve çok etkili. Alaska ve Kanada’da bir ayı ile karşılaşma yüzdesi bu hayvanlarla karşılaşma yüzdesinden daha az. Yukarıda ayılara %90 demiştim ya, hah bunları %100 görüyorsun. Hele yavruları etraftaysa aboooooo. Sesini bile çıkarma.

Çadırımın yanına yavruları ile bir anne geldi. Yemin ediyorum nefes almadan çadırın içinde bekledim. Çünkü hem çadırın içindeyim, hem çok yakınlar hem de yavrular var. Annesi beni o çadırın içinde darma duman ederdi. Sessizce yatıp uyumaya devam ettim.

Özellikle kışları da uykuya yatmadıkları için bu bölgede kasabaların ve şehirlerin içinde çok ama çok fazla görüyorsun. Yemek bulmaya şehirlere ve kasabalara geliyorlar.

Bu noktada ilginç bir detay daha vereyim: Kara parçalarında çeşitlilik açısından kıtalardaki en büyük ilk 9 hayvanın 4 tanesini bu bölgede görüyorsun. Hem otçul hem de etçil en büyükler.

Bölgede karşılaştığım hayvanlarla ilgili böyle bir bilgi verdikten sonra yazılarıma devam. Bu yazıyı yazmam gerekiyordu ki bölgede bisiklet serüvenin bir noktadan sonra keyifsiz olduğunu anlayacaksınız

Privacy Preferences

When you visit our website, it may store information through your browser from specific services, usually in the form of cookies. Here you can change your Privacy preferences. It is worth noting that blocking some types of cookies may impact your experience on our website and the services we are able to offer.

Click to enable/disable Google Analytics tracking code.
Click to enable/disable Google Fonts.
Click to enable/disable Google Maps.
Click to enable/disable video embeds.
Web sitemiz, esas olarak 3. taraf hizmetlerinden gelen çerezleri kullanmaktadır. Çerezleri kullanmamızı kabul etmelisiniz.